BULUNTU EŞYA
Zeyd b. Halit Cühenî (r.a.) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber’e bir kimse gelerek buluntu eşyanın hükmünü sormuştu. Peygamber (a.s.): “Onun kabını ve ağız bağını muhafaza et!, sonra onu bir sene süreyle halka ilan et. Bu süre zarfında sahibi gelirse verirsin, gelmez ise sana kalır” buyurdu. O kişi: “Yitik koyunun hükmü nedir, kime kalır?” diye sordu. Peygamber: “Sana bir başkasına ya da kurda kalır” cevabını verdi. O kişi bu defa: “Yitik deve ne olacak?” dedi. Peygamber: “Ondan sana ne? O hayvanın su tulumu ve gezecek papucu beraberindedir. Sahibi ona kavuşuncaya kadar o kendi kendine suya varır ve ağaçlardan yer” cevabını verdi.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3247
Ubey b. Kaab (r.a.) şöyle nakletmiştir:
Ben Hz. Peygamber (a.s.) zamanında içinde yüz dinar olan bir kese buldum. Sonra bu keseyi Hz. Peygamber’e getirdim. Hz. Peygamber: “Bunu bir sene ilan et” buyurdu. Ben de bir sene süreyle onu halka duyurdum. Fakat onu bilene rastlamadım. Sonra Hz. Peygamber’e geldim. Hz. Peygamber: “Onu bir sene (daha) ilan et” buyurdu. Onu bir sene daha ilan ettim. Fakat onu bilene yine rastlamadım. Sonra (üçüncü defa) Hz. Peygamber’e gelip durumu kendisine arzettim. Bu defa Hz. Peygamber: “Bu paranın miktarını aklında tut, kesesiyle, ağız bağını muhafaza et! Sahibi gelirse keseyi ona ver, gelmezse onu kullan” buyurdu. Ben de onu kullandım. Şu’be der ki: Ben bir süre sonra Mekke’de Seleme b. Kuheyl’le karşılaştım. Seleme bana: “Suveyd b. Şafele üç yıl mı, yahut bir yıl mı ilan edildi dedi pek iyi hatırlamıyorum” dedi.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3251
İbn Ömer’in (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Hiç kimse başkasına ait bir hayvanın sütünü izinsiz sağmasın. Siz yiyecek ve içecekleri sakladığınız kilerinize girilmesini, dolabınızın kırılmasını ve oradaki yiyeceklerin alınmasını ister misiniz? Hayvanlarının memeleri de insanların yiyeceklerini muhafaza eder. Bu yüzden kimse başkasının hayvanının sütünü onun iznini almadan asla sağmasın.”
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3254
Ukbe b. Âmir (r.a.) şöyle nakletmiştir:
“Ey Allah’ın Resulü! Bizleri gazaya gönderdiğiniz bazı zamanlar bizlere misafirperverlik göstermeyen insanların yanında konaklıyoruz. Bu hususta ne dersiniz?” diye sorduk. Hz. Peygamber (a.s.) bize: “Siz bir halkın yanında konaklamak istediğinizde, size misafire layık hüsnü kabul gösterirlerse kabul ediniz. Şayet misafirperverlik yapmazlarsa onlardan, kendilerine yakışacak olan misafir hakkını alınız” buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3257
Seleme b. Ekva (r.a.) şöyle anlatmaktadır:
Biz Hz. Peygamber’le beraber bir gazveye çıkmıştık. Bu seferde şiddetli bir açlık meydana geldi ve bineklerin bir kısmını kesmeyi düşündük. Bunun üzerine Allah Resulü (a.s.) yiyeceklerin birarada toplanılmasını emretti. Biz de toplanacak azık için deriden bir sofra yaygısı serdik. Sonra yavaş yavaş herkesin azığı bu yaygı üzerinde toplandı. Ben ne kadar biriktiğine bakmak için başımı uzattım. Tahminen bir keçi kadardı. Biz de bin dört yüz kişiydik. Bu toplanan azıklardan yedik ve hepimiz doyduk. Sonra artanından da içine azığımızı koyduğumuz deri kaplarımızı doldurduk. Bu sırada Allah Resulü: “Abdest alacak su var mı?” diye sordu. Birisi hemen içinde birazcık su bulunan bir kap getirdi ve o suyu bir çanak içine boşalttı. Sonra hepimiz ondan bol bol dökerek abdest aldık. Ravi der ki: Ardından sekiz kişi daha gelip “Abdest suyu var mı?” diye sordular. Hz. Peygamber (a.s.): “Abdest suyu bitti” buyurdu.
Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 3259